Sivas ve çevresindeki illerde kene sayısında gözle görülür bir artış mevcut. Bu durum, özellikle kırsal kesimde yaşayanlar için risk oluşturuyor. İnsan derisine yapışıp ısırarak hastalık taşıyan keneler hakkında uzmanlar sık sık uyarılarda bulunuyorlar. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nin Başhekimi Dr. Ömer Tamer Doğan, "Bu sene ‘erken başladı’ desek de henüz çok sayıda değil. Şu ana kadar iki tane hastamız oldu. İkisinin de durumu iyi. Birini taburcu ettik, bir tanesinin de tedavi süreci devam ediyor, şu anda bir problem yok." şeklinde bilgi verdi.
Uzmanlardan Kene Uyarısı
Türkiye'de 2002 yılından itibaren görülen ve keneler aracılığıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı, özellikle Tokat başta olmak üzere Amasya, Çorum, Giresun ve Gümüşhane gibi illerde vakaların ortaya çıkmasıyla gündeme gelmiştir. Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan'ın aktardığına göre, KKKA; titreme, yüksek ateş, mide bulantısı ve kas ağrıları gibi belirtilerle kendini gösteren ve ilerleyen safhalarda kanamalara yol açabilen ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Tedavisi henüz bulunmayan bu hastalıkta, erken teşhis ve destek tedavileri hayati önem taşımaktadır. İşte, KKKA hakkında bilinmesi gerekenler ve uzmanların uyarıları...
Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hakkında bilgi verirken, "Kene hastalığı ülkemizde 2002 yılından bu yana görülmeye başlanan bir hastalık. 2002’de Tokat’ta, sonrasında Amasya, Çorum, Giresun, Gümüşhane illerinde görülmeye başlandı. Virüs taşıyan kenelerden insanlara bulaşan bir hastalık. Üşüme ve titreme ile gelen bir ateş, daha sonrasında da bulantı, kusma, karın ağrısı, kas ağrıları ve eklem ağrıları ile belirti gösteren bir hastalık. İlerlediğinde diş eti kanaması gibi, burun kanaması gibi, idrar yollarından kanama gibi belirtiler veren bir hastalık. İlerlediği zaman tedavisi güçleşen, zor tedavi edebildiğimiz bir hastalık. Henüz tedavisi yok ama destek tedavisi uygulanan bir hastalık. Erken dönemde gelindiğinde işimiz kolaylaşıyor. Erken gelindiğinde destek tedavileri ile hastaları iyileştirerek taburcu edebiliyoruz. İleriki dönemlerde maalesef bazı hastaları kaybedebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Uygun Yöntemlerle Çıkartılmalı
Dr. Ömer Tamer Doğan, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nin kene tedavisindeki uzmanlığını belirtti ve "Türkiye’nin en tecrübeli birkaç hastanesinden biriyiz. Hastalar bize erken dönemde geldikleri zaman çok fazla kaybımız olmuyor ama yine de her yıl kaybettiğimiz hastalar var. Onlar da genelde geç kaldıkları için ya da keneyi kendi yöntemleri ile çıkardıkları için hayatlarını kaybedebiliyor. Burada önemli olan kene tespit edildiği zaman keneyi uygun yöntemlerle çıkarmak için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Çünkü bu illerde kenenin nasıl çıkarılacağı ile ilgili doktorlar oldukça bilinçli. Sigara basılması, benzin dökülmesi, kolonya dökülmesi gibi yöntemler tamamen yanlış yöntemler. Bunlara dikkat edelim, asla kendimiz çıkarmayalım." dedi.
"Kenelere Dokunmayın" uyarısı Van'daki sağlık otoritelerinden geldi. İlkbaharın gelmesi ve sıcaklıkların yükselmesiyle, kenelerin aktifliği arttı ve bu da Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün yayılma riskini beraberinde getirdi. Özellikle kırsal alanlarda daha sık rastlanan bu virüs, yanlış müdahale sonucu ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ateş, yorgunluk, iştah kaybı, kas ve baş ağrıları, mide bulantısı, kusma, ishal ve ileri durumlarda kanamalar, hastalığın belirgin semptomları arasında. Van'daki sağlık profesyonelleri, özellikle kene riski taşıyan tarla, bağ, bahçe ve piknik gibi alanlara giderken, kenelerin insan vücuduna girmesini önlemek için kişisel önlemler alınması gerektiğini vurguluyorlar.
Dr. Toplu, hayvanlardan ve zaten enfekte olmuş insanlardan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsünün bulaşabileceğini belirtti ve "KKKA ile mücadelede kullanabileceğimiz herhangi bir aşı henüz geliştirilmemiştir. Bu nedenle kişisel koruyucu önlemlerin alınması hastalığın kontrolünde ön planda yer alır. Bağ, bahçe, tarım arazisi, orman ve piknik alanları gibi kene açısından riskli alanlara gidilirken mümkün olduğunca vücudu örten giysiler giyinmelidir. Pantolon paçaları çorapların içine sokulmalı ve kenenin elbiseler üzerinde rahatça saptanabilmesi amacıyla açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Riskli alanlardan dönüşte ise kişiler hem kendi hem de çocuklarının vücutlarını saçlı deri, kulak arkası, ense, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil olacak şekilde vücutlarında bir kene tutunması olup olmadığını kontrol etmelidir." diye ekledi.
Kene Isırdığında Yapılması Gerekenler
Kene ısırıkları ve bunların yol açabileceği ciddi sağlık sorunları, özellikle bahar ve yaz aylarında artan bir endişe kaynağıdır. Dr. Ferdane Şeyma Toplu, kenelerin doğru bir şekilde nasıl çıkarılacağı konusunda önemli bilgiler verdi. Vücutta bulunan kenelerin çıplak elle dokunulmadan özel aletlerle çıkarılması gerektiğini belirten Dr. Toplu, bu işlemin mümkün olmadığı durumlarda derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurguladı. Kenenin vücutta ne kadar uzun süre kalırsa, hastalığın bulaşma ihtimalinin o kadar arttığını ifade eden Dr. Toplu, yanlış müdahalelerin kaçınılması gerektiğini ve belirtiler konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. İşte, kene ısırıkları ve alınması gereken önlemler hakkında bilmeniz gerekenler...
Dr. Toplu, vücutta bulunan kenelerin çıplak elle temas edilmeden özel bir alet yardımıyla çıkarılması gerektiğini vurguladı ve "Eğer bu mümkün değilse en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Burada önemli olan kenenin vücuttan bir an önce uzaklaştırılmasıdır. Çünkü kenenin vücuda tutulu olarak kaldığı süre uzadıkça hastalığın kişilere bulaşma ihtimali de artmaktadır. Vücuda tutunan bir kene veya hayvanların üzerinde bir kene saptanırsa bu keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerine sigara basmak, alkol, kolonya, gazyağı gibi kimyasal maddeler dökmek gibi yöntemlere başvurulmalı. Vücuduna kene tutunan bir kişi 10 gün süreyle kendisini ateş, halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma veya ishal yönünden kontrol etmelidir. Eğer bu semptomlardan biri veya birkaçı gelişirse kişi en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır." şeklinde açıklama yaptı.