Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, enflasyon ve asgari ücret konularına odaklandı. "Zorlu süreci aştık" diyerek enflasyonun kontrollü bir şekilde azalmaya başladığını ifade etti. Ayrıca, asgari ücret artışına dair kritik bir mesaj iletti.

Erdoğan'ın aktardığına göre, asgari ücrette yapılacak artış, çalışanların yaşadığı kayıpları telafi edecek bir düzeyde olacak. Bu artışın genel ekonomik dengede bozucu bir etkisi olmayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir seviyede gerçekleştirilecek. Aynı zamanda, işçilerin onayını alacakları bir süreçle asgari ücret belirlenecek.

Cumhurbaşkanı, Kabine toplantısının özetine de değindi. Türkiye'nin Kuzey Afrika'daki önemli ticaret partneri Cezayir'e yapılan ziyaretin oldukça başarılı geçtiğini belirtti. Bu ziyaretin, Cezayir ile Türkiye arasındaki stratejik konsey mekanizmasını güçlendirdiğine vurgu yaptı.

Erdoğan ayrıca, G20 Liderler Zirvesi'nde küresel ekonomideki gelişmeleri değerlendirdiklerini belirtti. Geçen haftaki AK Parti Grup Toplantısı'nda ülke siyasetini ve mahalli idareler seçimine yönelik hazırlıkları değerlendirdiklerini söyledi. Muhalefetin belediyelerini "gerçek belediyecilikle yeniden buluşturacaklarını" ifade etti. Erdoğan'ın konuşması, Kabine toplantısının yanı sıra gündemdeki ekonomik ve siyasi konulara ışık tuttu.

Türkiye'nin güney bölgesindeki terörle mücadele konularını içeren Milli Güvenlik Kurulu'nun kasım ayı toplantısı hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadele stratejilerini ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan, terörle mücadeledeki başarılarına vurgu yaparak, Suriye'nin kuzeyinde temizlenen bölgelerde huzur ve güvenin tesis edildiğini ifade etti. Tel Rıfat gibi sınır bölgelerinin de güvenli hale getirileceğini aktardı.

Irak bölgesinde devam eden Pençe harekatlarıyla bölücü terör örgütünü sınırlardan uzaklaştırdıklarını belirten Erdoğan, hava ve kara operasyonlarıyla teröristlere baskıyı artırdıklarını açıkladı. Bölücü örgütün Türkiye sınırları içinde neredeyse sona erdiğini vurgulayan Erdoğan, 40 yıl önce başlayan terör belasından ülkeyi tamamen kurtarma kararlılıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı, terör örgütlerinin bölgede faaliyet göstermesine izin vermeyeceklerini belirterek, bölücü terör örgütünün canlandırılma çabalarına karşı uyanık olduklarını dile getirdi. Erdoğan, sınırlar içinde ve dışında görev yapan güvenlik güçlerine başarılar dileyerek, şehitleri rahmetle anıp, yaralılara acil şifalar temenni etti.

Erdoğan, Türkiye'nin sınırlarında ve ötesinde gerçekleştirilen harekatların stratejisini kavramayanlara hitap ederek, ülkenin barış, huzur, dostluk, kardeşlik, güven ve refah kuyularını kazdıklarını söyledi. Kuyu kazanları, kibir, haset ve kirli hesaplarıyla kendi başlarına bıraktıklarını ifade etti.

İklim değişikliğinin Türkiye'yi olumsuz etkilediğini ve bu krizin asıl sorumlularının gelişmiş, zengin batılı ülkeler olduğunu vurgulayan Erdoğan, iklim kriziyle erken yüzleşmenin önemine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya genelinde yaşanan iklim krizi, kontrolsüz büyüme ve aşırı tüketim hırsının yarattığı sorunlara dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, doğanın sadece korunması gereken bir emanet olarak değil, aynı zamanda sömürülmesi gereken bir meta olarak görüldüğü düşüncesinin, dünyaya ciddi zararlar verdiğini ifade etti. Bu düşünce yapısında köklü bir değişiklik olmadan iklim krizine etkili bir çözüm bulunamayacağını vurgulayan Erdoğan, Türkiye olarak bu gerçeği her platformda öne çıkardıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni adaletsizliklere ve sömürü düzenine yol açmamak gerektiğine de vurgu yaptı. Dünyayı en fazla kirleten ülkelerin, iklim değişikliğiyle mücadelede mali açıdan daha fazla yük taşımalarının kaçınılmaz olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu sorumluluğunun bilincinde olarak net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı 2053 yılına kadar planladıklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı, Dubai'de düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi'nde bu konuları detaylı bir şekilde ele aldıklarını belirterek, zirvede Gazze'deki insanlık dramına da dikkat çektiklerini ifade etti. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri Doha ziyaretinin Katar ile ikili ilişkiler ve Körfez İşbirliği Konseyi ile olan bağlamda büyük önem taşıdığını belirten Erdoğan, Türkiye Katar Yüksek Stratejik Komitesi'nin 9. toplantısını başarıyla gerçekleştirdiklerini ve çeşitli alanlarda 12 belgeye imza attıklarını açıkladı.

Erdoğan, yarın Yunanistan'a ve 18 Aralık'ta Macaristan'a gerçekleştireceği ziyaretleri duyurarak, komşu ülkelerle başlayarak bölgesel işbirliklerini güçlendireceklerini ifade etti. Türkiye'nin uluslararası platformlarda ve ikili ilişkilerde kat ettiği her mesafenin Türkiye Yüzyılı vizyonuna bir adım daha yaklaştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, belirlenen hedeflere kararlılıkla yürümeye devam ettiklerini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin mevcut zorlukları başarıyla aşarak, vatandaşların günlük yaşamlarındaki sıkıntılara çözümler getirerek, olumsuz atmosferi ortadan kaldırdığını ifade etti. Erdoğan, "Artık en zorlu aşamayı geride bıraktık ve bundan sonra sürekli olarak daha iyiye doğru ilerleyeceğimizden emin olabiliriz. Enflasyon konusunda kontrollü bir şekilde adımlar atıyoruz ve ekonomide hiçbir mantıklı, ahlaki temeli olmayan fiyat artışları, rasyonel fiyatlamalara bırakıyoruz." şeklinde konuştu.

Makro finansal istikrarın salgın ve küresel krizlerle sarsıldığı bir dönemde güçlendirilmesine yönelik kararlı adımlar attıklarını belirten Erdoğan, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme alanındaki olumlu tablonun yeni rekorlar kırdığını aktardı. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en iyi performansı göstererek yüzde 5,9 oranında büyüdüğünü belirten Erdoğan, "Bu, 13 çeyrek süren kesintisiz büyüme trendimizi 14'e taşıdık. 2023'ün ilk 9 ayında ekonomimiz yüzde 4,6 büyüdü. Kaliteli ve sürdürülebilir büyüme hedefimizden sapma yok. İhracatımız 2022'nin ilk 11 ayında 234 milyar dolara ulaştı. İstihdam 32 milyona çıkarken işsizlik oranı yüzde 9,2'lere geriledi." bilgisini paylaştı.

Erdoğan, emekli çalışanlardan kaynaklanan sıkıntıları giderme sözü vererek, "Meclis onayından sonra ilk düzenlemeden yararlanamayan 4 milyon 689 bin emeklimizin hesaplarına bir defaya mahsus 5 bin lirayı hızla yatıracağız." dedi. Ayrıca, Aile ve Gençlik Fonu'nun kuruluş sürecinin tamamlandığını belirten Erdoğan, "Üniversiteli gençlere verdiğimiz ücretsiz internet ve indirimli teknoloji desteğini yerine getirdik. İhtiyaç sahibi vatandaşlar için doğal gaz tüketim desteğini sosyal yardım programlarına dahil ettik ve yıllık ödeme miktarını 1500 ila 3 bin 500 lira arasında artırdık." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına aylık aktarılan kaynak miktarının 450 milyon liradan 850 milyon liraya çıktığını açıkladı.

Asgari Ücrete Zam Yolda

Erdoğan, 10 ay önce yaşanan deprem felaketi nedeniyle ülke ekonomisine 104 milyar dolar ek yük getiren duruma rağmen hiçbir vatandaşın, 85 milyonun hiçbir bireyinin ihmal edilmediğini vurgulayarak, "Yılbaşında çalışanların ücretlerinde, genel ekonomik dengeyi sarsmayacak ve kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları 11 Aralık'ta başlıyor. İşçilerin onayını alacak, işverenleri zorlamayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefiyle bu süreci yöneteceğiz." şeklinde konuştu.

Önümüzdeki yılı "dengeleri yeniden sağlamlaştırma" olarak nitelendiren Erdoğan, bir sonraki yıldan itibaren ise "atılım süreci" olarak gördüklerini belirterek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına kararlılıkla devam edeceklerini ifade etti. Erdoğan, "Sadece sabır ve vakit işidir. İnşallah 2028'de, siyasi, ekonomik, beşeri ve askeri bakımdan bölgesinin ve dünyanın sayılı güçleri arasına girmiş bir ülke olarak karşılayacağız." dedi. Türkiye'nin mazlum ve mağdur herkesin yanında olmayı ilke edindiğine dikkat çeken Erdoğan, son 70 yılda bu yaklaşımın pek çok örneğini gördüklerini ve bu anlayışı sürdürmeye devam ettiklerini ifade etti.

Ülke lideri Recep Tayyip Erdoğan, sadece yerel değil, genel anlamda İslam dünyası, Afrika, Güney Asya ve Türk coğrafyalarındaki zulme karşı dik bir tutum sergilediğini ifade etti. Özellikle Karabağ işgali, Türkistan'daki zulüm, Keşmir ve Arakan'daki haksızlıklara karşı duyarlılık gösteren Erdoğan, Balkanlar'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan gönül coğrafyasına bu perspektifle baktıklarını açıkladı.

Gazze'deki "barbarlık" karşısında gösterdiği onurlu duruşu vurgulayan Erdoğan, Filistin halkının yanında olduğunu belirtti. Erdoğan, "Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa Hakk'ın da görülmez kolu, dönmez yüzü vardır." sözleriyle Türkiye'nin sadece bükülmez kolu ve dönmez yüzüyle Hakka sadık olduğunu dile getirdi. Gazze'deki insanlık dramına müdahil olmak için derin felsefi gerekçelere ihtiyaç olmadığını vurgulayan Erdoğan, sadece insan olmanın yeterli olduğunu belirtti.

Erdoğan, İsrail'in 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana uyguladığı zulmün bedelini ödeyeceğini ifade etti ve bu zulme ortak olan Batılı ülkelerin de aynı akıbete maruz kalacağını belirtti. Erdoğan, Batı'nın tarihindeki karanlık örneklerle, sadece kendi güvenliği ve refahını düşünen bir yapıya sahip olduğunu vurguladı.

Gazze'deki vahşete Batı'nın da ortak olduğunu belirten Erdoğan, çalıp çırptığı tüm değerleri bir kenara bırakarak sadece barbarlık dürtüsüyle hareket ettiğini söyledi. Haçlı Seferleri'nden, sömürgecilikten, dünya savaşlarından bahseden Erdoğan, Batı'nın barbarlık vasfını sıklıkla sergilediğini belirtti.

Erdoğan, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak kentsel dönüşümün önemine vurgu yaptı. Türkiye'de kentsel dönüşümün 2012'de çıkan yasa ile başladığını anlatan Erdoğan, bugüne kadar 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladıklarını söyledi. Ancak, yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm sürecinin devam ettiğini belirtti.

Erdoğan, deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve bu gerçeğe göre hareket etmek gerektiğini söyleyerek, Türkiye'nin geleceği için kentsel dönüşümün önemine vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşüm konusundaki önemli beyanlarını dile getirerek, Türkiye'nin bu meseleye olan duyarlılığını vurguladı. Erdoğan, kentsel dönüşümün sadece politik değil, aynı zamanda ulusal bir mesele olduğunu ifade etti. Özellikle depreme dayanaksız yüksek binalar ve sağlıksız gecekondu benzeri yapıların ortadan kaldırılmasıyla, vatandaşları modern, güvenli ve sağlam konutlara ulaştırma hedeflerini açıkladı.

Erdoğan, kentsel dönüşüm projelerinde TOKİ'nin kritik bir rol oynadığını belirterek, bugüne kadar tamamlanan 1,3 milyon konutun hak sahiplerine teslim edildiğini ifade etti. Ancak, süreç boyunca ideolojik nedenlerle hareket eden bir kesimin projelere karşı çıkarak çeşitli bahaneler ve hatta iftiralarla süreci baltalamaya çalıştığını dile getirdi.

Kanundaki eksiklikleri kullanarak, yanlış ve aldatıcı bilgilerle kentsel dönüşüm projelerini engellediklerini belirten Erdoğan, yeni kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte muhalefetin aynı taktiği kullanarak süreci sulandırmaya çalıştığını ifade etti. Ancak Erdoğan, bu düzenlemelerin kentsel dönüşümü hızlandırmak ve engelleri kaldırmak amacı taşıdığını vurgulayarak, halkın ve şehirlerin can ve mal güvenliğini sağlama amacını belirtti.

Erdoğan, İstanbul'daki kentsel dönüşüm projeleri için Yarısı Bizden Kampanyası'nın uygulanabilmesi için yasaya mali yardım hükmünün eklenmesi ve arabuluculuk sisteminden ihtisas mahkemelerine kadar çeşitli düzenlemelerin hayata geçirildiğini açıkladı. Ayrıca, deprem riskinin en yoğun olduğu İstanbul'da yılda 350 bin konutun inşa edilerek, acil dönüşüm gerektiren tüm binaların 5 yıl içinde yenileneceğini ifade etti.

Erdoğan, kentsel dönüşüm projelerine kamu destekleri sağlamanın yanı sıra vatandaşlara hibe ve kredi desteklerini içeren yeni modellerin uygulamaya konulduğunu belirtti. Yerinde dönüşüm projelerine yapılan başvuru sayısının 247 bini aştığını ve altyapı çalışmaları için 40 milyar lira kaynağın ilgili kurumların kullanımına tahsis edildiğini açıkladı.

Erdoğan, konuşmasını kentsel dönüşüm projelerinin ülkeyi depreme hazırlamadaki en kritik araç olduğunu belirterek tamamladı ve bu projelerin dinamitletilmesine, yavaşlatılmasına veya sulandırılmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Milletin siyasi istismarcılara kulak asmayacağına olan inancını ifade etti.